Skip to content

Agah İlker Özer

Hayat, yenilikler ve markalar hakkında yazılar…

Menu
  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Yazılarım
    • Genel Konular
    • Marka Konuları
    • Teknoloji, Yenilikler ve Uzay Konuları
    • Artıcles ın Englısh
  • İletişim
  • TR
  • EN
Menu

“Mutluluk ekonomisi” mümkün olabilir mi?

5 Nisan 202130 Eylül 2021 tarihinde Agah İlker Özer tarafından yayınlandı

Anasayfa » Yazılarım » Genel Konular » “Mutluluk ekonomisi” mümkün olabilir mi?

Mutluluk kavramını yaşamdan elde edilen memnuniyet olarak tanımlayabiliniz. Mutluluk, herkes için hayattaki en önemli amaçtır diyebiliriz.

Mutluluk gibi bu kadar önemli bir kavramın, ekonomi gibi önemli bir diğer kavram ile bağlantısı olması da kaçınılmazdır bence. İşte “Mutluluk ekonomisi” kavramı da tam bu bağlantı üzerinden ortaya çıkmış görünüyor.

1974 yılında Richard Easterlin tarafından yayınlanan bir makale ile ekonomi biliminde yeni bir kavram ortaya çıktı. Bu kavrama “Easterlin Paradoksu” denildi ve temeli şöyleydi: Ülkelerin gelirlerinin “artması”, o ülkedeki bireylerin mutluluğunu her zaman “arttırmaz”.

Yıllar boyunca bu kavramla ilişkili birçok çalışma yapılmış, hatta özellikle 2000’li yıllarda bu konudaki çalışmalar artmış. Yani toplumu oluşturan bireyleri neler mutlu eder, bu sebepler her birey ve her toplum için aynı mıdır, zamanla değişim gösterir mi gibi konular araştırılmış.

Araştırmaların sonuçlarına istinaden; toplumlardaki ekonomik gelişimin (milli gelir atışı da diyebiliriz), toplumun temel ihtiyaçlarının büyük çoğunlukla karşılandığı noktaya kadar mutluluk üzerindeki olumlu etkisi artmaktadır. Fakat bu noktadan sonra milli gelir artışının mutluluk üzerindeki etkisi azalmaya başlamaktadır. Yani daha fazla gayri safi yurt içi hasıla elde etmek, daha fazla gayri safi mutluluk hasılası elde etmek için yeterli olmayabiliyor.

Bu konuya ilişkin son yıllardaki en önemli gelişme ise İzlanda, Yeni Zelanda ve İskoçya liderlerinin, “Mutluluk Ekonomisi İttifakı” adı altında bir araya gelmesi ve diğer hükümetleri de aralarına katılmaya çağırması. Amaçları, aşırı tüketime dayalı ekonomik büyüme yerine bireyin mutluluğunun artırılması.

Çevresel faktörlerin daha ön planda olduğu bu yeni ekonomik model, bilim insanları tarafından “planlı küçülme” olarak tanımlanmış.

“Mutluluk Ekonomisi İttifakı” üyesi olan İzlanda Başbakanı Katrin Jakobsdottir, mutluluk ekonomisi hakkındaki bir konuşmasında şu ifadeleri kullanmış: “Kennedy’nin (ABD Başkanı) şu sözlerinin üzerinden 50 yıl geçti: ‘Gayri safi milli hasıla, yaşamı değerli kılan şeyler dışarıda bırakılarak hesaplanır.’ Ekonomik büyüme değerlendirilirken, bu büyümenin nasıl gerçekleştirildiğine de odaklanmalıyız. Çocuklarımız, ‘Gezegeni niye kurtarmadınız?’ diye sorduğunda, ‘kapitalizmi ayakta tutmaya çalışıyorduk’ demek istemiyorum”. 

Anlaşılan önümüzdeki yıllarda dünya genelinde ülkelerin yönetimlerinin sadece milli gelirlerini arttırmaya yönelik planlamalar yapmaları yeterli olmayacak, toplumun/bireylerin mutluluğunu nasıl arttırabiliriz diyerek ayrıca planlama yapmaları da (umarım) gerekecek.

Not: Hazır bu konudan bahsederken, şubat ayında TÜİK tarafından yayınlanan Türkiye 2020 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın sonuçlarına da bakalım: Sonuçlara göre, Türkiye’de “mutlu olduğunu” beyan eden 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı, 2019 yılında %52,4 iken 2020 yılında azalarak %48,2 olmuş. “Mutsuz olduğunu” beyan eden bireylerin oranı ise 2019 yılında %13,1 iken 2020 yılında artarak %14,5 olmuş görünüyor. Yine bu araştırmanın sonuçlarına göre, mutlu olduğunu beyan eden erkeklerin oranı 2019 yılında %47,6 iken 2020 yılında %43,2 oranına azalmış. Kadınlarda ise bu oran 2019 yılında %57,0 iken 2020 yılında %53,1 olarak azaldığı görünüyor.

Her türlü soru ve görüşlerinizi iletmek için:

E-posta gönderebilirsiniz
E-posta
-veya- iletişim formunu kullanarak mesajınızı iletebilirsiniz
> Bu içeriği paylaşmak isterseniz:

Güncel Yazılar

  • Ağız ve burundan uygulanan COVID aşıları yaygınlaşıyor
  • World Intellectual Property Indicators 2022 and Türkiye’s (Turkey) IP rankings
  • Meyve ve sebzeler eskisi kadar besleyici mi?
  • Apple’ın markaları için artık “farklı düşünmesi” gerekecek
  • Türkiye ranks 37th in WIPO Global Innovation Index 2022

Kategoriler

  • Articles in English
  • Genel Konular
  • Marka Konuları
  • Teknoloji, Yenilikler ve Uzay Konuları

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Yazılarım
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Kategoriler

  • Articles in English
  • Genel Konular
  • Marka Konuları
  • Teknoloji, Yenilikler ve Uzay Konuları

Takip edin

©2023 Agah İlker Özer | Built using WordPress and Responsive Blogily theme by Superb
Manage Cookie Consent
Sitemizin optimizasyonu için çerezler (Cookies) kullanıyoruz.
İşlevsel Always active
The technical storage or access is strictly necessary for the legitimate purpose of enabling the use of a specific service explicitly requested by the subscriber or user, or for the sole purpose of carrying out the transmission of a communication over an electronic communications network.
Preferences
The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
İstatistikler
The technical storage or access that is used exclusively for statistical purposes. The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
Pazarlama
The technical storage or access is required to create user profiles to send advertising, or to track the user on a website or across several websites for similar marketing purposes.
Manage options Manage services Manage vendors Read more about these purposes
Tercihleri görüntüle
{title} {title} {title}