Anasayfa » Yazılarım » Genel Konular » Meyve ve sebzeler eskisi kadar besleyici mi?
Son yıllarda gerçekleştirilen birçok bilimsel çalışmanın sonuçları, günümüzde yetiştirilen meyve, sebze ve tahıl grubu tarım ürünlerinin eskiye göre daha az besin maddesi içerdiğini göstermekte. Özellikle protein, kalsiyum, fosfor, demir, riboflavin ve C vitamini gibi maddelerini günümüzdeki tarım ürünlerinde eskiye kıyasla gittikçe daha az miktarda bulunduğu belirtiliyor.
Tükettiğimiz tarım ve gıda ürünlerindeki besin maddelerinin gittikçe azalmasının, insanların sağlığını genel olarak olumsuz etkileyeceği düşünülüyor. Zira besin maddeleri, insan vücudunu hastalıklara karşı koruyan vücudun savunma sisteminin ana bileşenini oluşturuyorlar.
Azalan besin maddesi miktarları
Bu konuda yapılan birçok bilimsel araştırma bulunuyor. Güncel çalışmalardan bir tanesi, uluslararası bilimsel gıda dergisi olan Foods tarafından 2021 Aralık ayında yayınlanan bir çalışma (2). Araştırmacılar bu çalışma kapsamında Avustralya’da 1980 ve 2010 yılları arasında yetiştirilen mısır, patates, karnabahar, yeşil fasulye, bezelye ve nohut gibi sebzelerdeki demir miktarında %30 ila %50 arasında değişen oranlarda azalma olduğunu tespit etmişler.
Scientific Reports tarafından 2020 yılında yayınlanan bir başka çalışmada (3) ise son 166 yıllık süreçte İngiltere ve 16 farklı ülkede yetiştirilmiş olan buğday örneklerinin protein içeriği incelenmiş. Çalışma sonucunda protein miktarında %23 oranında azalma olduğu tespit edilmiş. Buna ek olarak, buğdaydaki karbonhidrat miktarının arttığı ve özellikle 1960 ve sonrasından itibaren buğdaylardaki karbonhidrat / protein oranından bir dengesizlik oluştuğu; ayrıca manganez, demir, çinko ve magnezyum miktarlarında da ciddi azalmalar olduğu tespit edilmiş.
ABD’de yapılan daha önceki araştırmalarda (1) ise 43 farklı bahçe bitkisinde bulunan 13 farklı besin maddesi miktarlarında eskiye göre dikkat çekici oranda değişiklikler olduğu tespit edilmiş.
Yukarıda belirtilen azalmalar sadece meyve sebzeler için geçerliymiş gibi görünse de esasen hayvansal gıdalardaki besin miktarında da ciddi düşüşler yaşanmakta olduğu belirtiliyor. Yani et, süt ürünleri ve yumurta tüketenler için de yeterli besin maddesi alamama riski var.
Zira hayvansal gıdaların kaynağı olan büyük ve küçük baş hayvanlar ile kümes hayvanlarının da günümüzde artık daha az besin miktarı içeren yem bitkileri ile (otlar ve tahıllar) beslenmekte olduğu da ifade ediliyor. Dolayısıyla besin miktarındaki azalma riski hayvansal gıdalar için de geçerli.
Azalmanın sebepleri neler olabilir?
Günümüz toplumundaki “tüketim yoğunluğunun”, tarımsal üretimi de etkilediğini belirtebiliriz. Bu sebeple birim alandan daha fazla tarım ürünü elde edebilmek adına geliştirilen bazı yöntemler ve kullanılan kimyasallar, görünüşte tarımsal ürün verimini artırırken, esasen bitkilerin yetiştiği toprağın yapısını ve sağlığını bozucu etkiler yapabiliyor.
Dolayısıyla, bazı yenilikçi tarım tekniklerinin (gübreleme, hasat, ilaçlama vb. konularındaki) bitkilerin topraktan besin emilimini azaltabileceğini; bitki ile toprak arasındaki temel etkileşimleri bozabileceği uzmanlar tarafından ifade ediliyor.
Bu faktörlere ek olarak, global iklim değişikliği ve atmosferde artmakta olan karbondioksit miktarı da meyve, sebze ve tahılların besin içeriğinin azalmasına sebep oluyor. Bu konuya ilişkin 2017 ve 2018 tarihli çalışmalara (4)(5) göre; bitkilerin daha yüksek düzeyde karbondioksite maruz kalmaları durumunda, ürettikleri protein, demir, çinko ve B vitamini miktarlarının azaldığı gözlemlenmiş.

İnsanlar için etkileri neler olabilir?
Meyve ve sebze tüketimi ile edinilen besin maddeleri & kimyasallar; insan vücudundaki kemik dokusundan dişlere, sinir sisteminden, kan dolaşımı ve oksijen taşınmasına, bağışıklık sisteminden, vücut dokularının gelişimi & onarımına kadar birçok hayati konudaki en etkili faktörlerdir.
Dolaysıyla, eğer insanlar tükettikleri tarım ürünlerinden eskisine göre daha az miktarda besin maddesi alırlarsa, direkt olarak insanların genel sağlığının bozulması riski artmış olacak.
Buna ek olarak, düşük gelir düzeyindeki ülkelerde yaşamakta olan birçok insanın hâlihazırda yeterli ve sağlıklı gıdaya erişemediğini de hesaba katarsak; mevcut “gıdaya erişememe” sorununun yanı sıra bir de “vücuda yeterli besin maddesi alamama” gibi bir sorunun ortaya çıkma olasılığı da oldukça yüksek görülüyor.
Besin maddelerindeki azalmayı önlemek için neler yapılabilir?
Meyve ve sebzelerdeki besin maddelerinin azalmasına karşı en etkili yöntemin, bitkilerin yetiştirildiği toprakların fiziksel & kimyasal yapısının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar olduğu belirtiliyor.
Özellikle toprakların verimliliğini arttırabilecek yeni tarımsal teknikler ve rejeneratif tarım (onarıcı tarım) bu konuda öne çıkan görüşler arasında. 2022 yılında yayınlanan bir araştırmaya (6) göre, rejeneratif tarım uygulamaları sayesinde toprakta daha yüksek miktarda organik madde oluşabildiği tespit edilmiş. Bu topraklarda yetişen bitkilerin mahsullerinde ise bazı vitamin ve minerallerin daha yüksek düzeyde olduğu da tespit edilmiş durumda.
Toprak sağlığının arttırılması konusunda uzmanlar tarafından önerilen hususları şöyle özetleyebilirim:
- Toprağın yoğun bir şekilde fiziksel işlenmesini mümkün olduğunca azaltmak.
- Çeşitli örtü bitkilerinin (yonca, fiğ vb.) yetiştirilmesi sayesinde toprağın üst tabakasının örtülmesi ve dolayısıyla hem toprak erozyonunun önlenmesi hem de yabancı ot vb. büyümesinin önlenmesi mümkün olabilir.
- Münavebeli tarım (ekim nöbeti) yapılması durumunda, aynı toprakta yetişecek bir sonraki bitkilerin besin içeriğini arttırmaya yardımcı olacaktır.
İnsanların tükettikleri bitkisel ve hayvansal gıdalardan gittikçe daha az miktarda besin maddesi alması sorununu önleme konusunda uzmanların tavsiyesi ise şu: Öğünlerde mümkün olduğunca farklı gıdaların tüketilmesi. Yani, her öğün mümkün olduğunca farklı meyve, sebze ve hayvansal gıdaları içeren yiyecekler tüketilmesinin, insanların halihazırda maruz kaldığı besin maddesi kayıplarının azaltılması konusunda yardımcı olabileceği belirtiliyor.
Hem küresel iklim değişikliğinin hem de küresel ekonomik sıkıntıların gittikçe artmaya başladığı günümüz dünyasında, insanların sağlıklı ve yeterli miktarda besin içeren gıdalara ulaşabilmesi konusuna özel önem gösterilmesi gerekiyor. Mevcut besin maddesi sorununu giderici çalışmalara FAO ve BM öncülüğünde bir an önce başlanılması gerektiğini düşünüyorum.
Referanslar – Kaynakça:
- Changes in USDA food composition data for 43 garden crops, 1950 to 1999 – PubMed (nih.gov)
- Temporal Change in Iron Content of Vegetables and Legumes in Australia: A Scoping Review – PMC (nih.gov)
- Assessing the evolution of wheat grain traits during the last 166 years using archived samples | Scientific Reports (nature.com)
- Carbon dioxide (CO2) levels this century will alter the protein, micronutrients, and vitamin content of rice grains with potential health consequences for the poorest rice-dependent countries (science.org)
- Estimated Effects of Future Atmospheric [… formula …] Concentrations on Protein Intake and the Risk of Protein Deficiency by Country and Region – PMC (nih.gov)
- Soil health and nutrient density: preliminary comparison of regenerative and conventional farming – PMC (nih.gov)
Fruits and vegetables are less nutritious than they used to be (nationalgeographic.com)