Anasayfa » Yazılarım » Genel Konular » “Karadeniz” bir zamanlar dünyanın “en büyük gölünün” bir parçasıydı
Tetis Okyanusu ve Paratetis Denizi isimlerini daha önce hiç duymuş muydunuz? Dünya üzerinde bu isimlere sahip deniz ve okyanus mu bulunuyor diye düşünebilirsiniz. Günümüzde bulunmuyor fakat esasen bu okyanus ve deniz isimleri, milyonlarca yıl önce dünya üzerinde meydana gelen jeolojik değişimler sonucu oluşan ve ardından da yok olan / form değiştirilen iki büyük su kütlesine bilim insanlarınca verilen isimlerdir. İşte Karadeniz’in jeolojik tarihçesinin temelinde de milyonlarca yıl önce var olmuş bu iki büyük deniz yer alıyor.
Bundan 200 milyon yıl önce…
Yaklaşık 200 milyon yıl önce dünya üzerinde sadece iki büyük kıta bulunuyordu (bu iki büyük kıta da aslında daha büyük tek bir kıtanın parçalanması ile oluşmuştu). Bu iki büyük kıtadan kuzeyde yer alanı (Lavrasya olarak adlandırılmaktadır) günümüzdeki Kuzey Amerika ve Avrasya kıtalarını içermekteydi. Güneydeki kıta ise (Gondvana olarak adlandırılmaktadır) günümüzdeki Güney Amerika, Afrika, Antarktika ve Okyanusya kıtalarından oluşmaktaydı. İşte bu iki dev kıta arasında Tetis Okyanusu yer alıyordu.

(Kaynak: Lennart Kudling, Furkan12, GFDL, via Wikimedia Commons)
Jeolojik dönemlerdeki levha hareketleri sonucu Tetis Okyanusu, zamanla bu iki dev kıta ve onlardan kopan günümüzdeki kıta levhaları arasında sıkıştı. Tetis Okyanusu’nun bazı bölgeleri tamamen kapandı, bazıları ise iç deniz şekline dönüştü.
Yaklaşık olarak 12 milyon yıl önce, Tetis Okyanusu’nun küresel okyanuslarla bağlantısının kesildiği dönemde, Avrasya’da kalan kısmı devasa yeni bir deniz oluşturdu. Bilim insanları bu denize Paratetis Denizi adını vermektedirler.
Paratetis Denizi olarak adlandırılan bu denizin en ilginç özelliği ise adeta tektonik olarak kapana kısılmış bir su kütlesi olması sebebiyle aslında dünyanın gelmiş geçmiş en büyük gölü haline gelmesidir.
Avrupa’dan Asya’ya devasa bir göl…
Bilim insanları tarafından yapılan çalışmalar sonucunda, bu devasa gölün doğu Alplerden başlayarak Kazakistan’a kadar uzanan 2,8 milyon km2’den fazla bir alanı kapladığı hesaplandı. Yani bu dev göl (Paratetis Denizi) bugünkü Karadeniz, Hazar denizi, Aral denizi ve Urmiye Gölü’nü tamamen kapsıyordu. Dolayısıyla bugünkü Akdeniz’den daha büyük bir alan kapladığı anlaşılıyor. Yapılan bilimsel analizlere göre, bu devasa gölün bir zamanlar 1,77 milyon km3’ten daha fazla su içerdiği, hatta günümüzdeki tüm tatlı ve tuzlu su göllerinde bulunan suyun hacminin 10 katından fazla su bulundurduğu tahmin ediliyor.

(Kaynak:Figure 1, Late Miocene megalake regressions in Eurasia , CC BY 4.0)
Bu dev göl, yani Paratetis Denizi’nin dünya üzerinde sadece bu bölgede yaşayan birçok türe ev sahipliği yaptığı ve diğer birçok yeni türün de ortaya çıkmasına sebep olduğu tahmin ediliyor.
Ve Karadeniz’in oluşumu…
Milyonlarca yıllık süreçte meydana gelen jeolojik ve özellikle de iklimsel değişiklikler sebebiyle, bu dev gölün birçok kez ciddi şekilde su kaybettiği ve küçüldüğü tespit edilmiş durumda. Gölün yaklaşık 5 milyon yıllık ömrünün son dönemlerinde su seviyeleri çok ciddi miktarda, 200 – 250 metreye kadar düştü. Bu son daralma döneminde dev gölün, mevcut suyunun 1/3’ünü ve yüzey alanının da yaklaşık %70’ini kaybettiği tahmin ediliyor.
Bunun sonucu olarak gölün sadece merkez havzasında kalan su, merkezi bir tuz gölü ile çevresel havzalar şeklinde varlığını sürdürdü. İşte bu merkezi havza ve çevresindeki havzalar ise bugünkü Karadeniz, Hazar denizi, Aral denizi ve Urmiye Gölü’nü oluşturdu.
Not: Söz konusu dev gölün tarihçesi konusundaki çalışmalar, São Paulo Üniversitesi’nden paleo-okyanus bilimci Dan Palcu ve meslektaşları tarafından, çeşitli jeolojik ve fosil kayıtlarının incelenmesi suretiyle gerçekleştirilmiştir. Bu konudaki orijinal bilimsel makaleye buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca Science dergisinde de buna ilişkin bir haber yayınladı.