Anasayfa » Yazılarım » Teknoloji, Yenilikler ve Uzay Konuları » “IoT” terimini hiç duydunuz mu?
Günümüzde gerek kişisel gerekse iş amaçlı yazışmalarda çeşitli terimlerin tam isimleri yerine genellikle kısaltmalarını kullanıyoruz. Belki de her gün yeni bir terimin kısaltması dahil oluyor yazışmalarımıza. İşte bu kısaltmalardan oluşan dünyada, belki de bugüne kadar hiç görmediğiniz ya da gördüğünüz ama ne anlama geldiğini bilmediğiniz bir kısaltmadan bahsetmek istiyorum: “IoT”. Peki neyin kısaltması oluyor bu ifade?
IoT: “The Internet of Things” kelimelerin ilk harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Türkçe karşılığını ise “Nesnelerin İnterneti” diye belirtebiliriz.
İnternet kullanımının artık “sıradan hale” geldiğini günümüzde, genellikle akıllı telefonlar ve bilgisayarlar aracılığıyla hepimiz internete bağlı durumdayız. Peki, bilgisayar ve akıllı telefonlara ek olarak – aslında her şeyin- yani evimiz, evimizdeki eşyalarımız, kişisel eşyalarımız, iş yerimizdeki tüm cihazlar, arabalarımız vb. çevremizde yer alan her şeyin internete bağlı olduğunu ve birbirileriyle iletişim halinde olduğunu bir düşünün! İşte “IoT” ile kastedilen konu en basit olarak bu şekilde açıklanabilir.

“IoT” yani “nesnelerin İnterneti” ile bağlı olan tüm cihazların sayısının zaman içinde önce 50 milyara, daha sonra ise muhtemelen 200 milyar adete kadar ulaşacağı tahmin ediliyor. IDC araştırma firması, küresel IoT pazarının değenin 1,7 trilyon ABD dolarını aşacağına dair öngörüler yayınladı. Dolayısıyla “IoT” yani “nesnelerin İnterneti” kavramının ciddi bir ekonomik boyutu da mevcut.
Uzmanların daha genel tanımlarına göre “gündelik nesnelere gömülü bilgi işlem cihazlarının İnternet üzerinden birbirine bağlanmasını ve veri gönderip almalarını sağlayan teknoloji” ifadesi “IoT” kavramının temelini oluşturuyor. Kişisel olarak bakarsak, bu cihazlar evimizdeki araç gereçlerden tüm kişisel cihazlarımıza ve tıbbi ekipmanlara kadar, evcil hayvanlarımızdan çiftlik hayvanlarına kadar ve daha da fazlasına bile entegre edilebilecek bir yapıyı oluşturuyor. Ticaret ve sanayi yönünden bakarsak; IoT bağlantısı sanayideki makinelerden nakliye araçlarına, üretimdeki robotlardan depolardaki araçlara kadar sanayi ve ticarette yer alan her öğeye entegre edilebilecek.
“IoT” yani “nesnelerin İnterneti” sayesinde bahsettiğim tüm birimler birbirleriyle iletişim halinde olacak ve verilerini paylaşacaklar. Bu veriler aynı zamanda analiz edilecek ve buna göre gerekirse başka cihazlar ve birimler de harekete geçebilecek.

Peki, “IoT” yani “nesnelerin İnterneti” günlük hayatta nasıl çalışacak – ne fayda sağlayacak, buna ilişkin örnekler vermeye çalışacağım:
- Mesela evinizdeki buzdolabı, içindeki yiyeceklerin stoklarını ve durumlarını takip edecek ve buna göre hangi gıdaların kullanılması gerek, hangisinden kaç tane var, marketten ne satın almanız gerektiğini size bildirebilecek. Hatta buzdolabınız eksikler için sizin adınıza marketten online sipariş bile verebilir durumda olacak.
- Telefonunuzdaki alarm uygulamasının, mutfağınızdaki akıllı çay – kahve makineniz ile iletişim halinde olduğunu düşünelim. Bu durumda sizin hangi saatte uyanacağınızı önceden bileceği için, siz kalktığınızda çay veya kahvenizi hazır olarak bulacaksınız.
- Vücudunuzdaki hayati verileri takip eden bir bilekliğiniz olduğunu düşünelim. Eğer vücudunuzda riskli olabilecek semptomlar tespit ederse direkt size uyarıda bulunabilir, hatta sizin için ilgili doktordan randevu bile alabilir. Acil bir durumda ise sizin için yardım çağırması da mümkün olabilir.
- Evinizdeki ısıtma sistemi ya da kombi cihazı kendisinde bir arıza tespit etti diyelim. Bu durumda kombi öncelikle size durum hakkında bilgi verecek ve ardından da kendi servisini çağırabilecek. Aynı şekilde çamaşır makinesi bir arıza tespit ettiğinde, kendi servisine haber verebilir. Hatta daha önce bu arızanın tespit edildiği başka makineler ile iletişim kurup, makinenin üreticisine genel bir sorun hakkında bilgi vermesi bile mümkün olabilir.
Gündelik hayattan buna benzer daha birçok örnek sıralayabilirim.
Peki, “IoT” yani “nesnelerin İnterneti” kavramının ticaret ve sanayi için faydaları neler olabilir? Bunun için de örnekler vermeye çalışayım:
- “IoT” yani “nesnelerin İnterneti” ile bağlantılı olan endüstriyel cihazlar, fabrikadaki envanteri kendi kendilerine takip edebilirler. Bu sayede stokların, ham maddelerin ve siparişlerin durumu otomatikman optimize edilebilir.
- Hava durumunu, nakliye araçlarının durumunu ve günlük trafik raporlarını takip ederek, nakliye işlemlerini daha verimli bir hale getirebilirler.
- Üretim hattında oluşabilecek arızaları ve aksaklıkları anında tespit edip, müdahale edilmesini sağlayabilirler ki bu da üretim verimliliğini arttıracaktır.
- Siparişlerin üretiminin tam zamanında tamamlanması ve yeni siparişlerin üretime hemen dahil olması gibi otonom konuları, makineler kendi aralarındaki “IoT” yani “nesnelerin İnterneti” bağlantısı sayesinde optimize edebilirler.

“IoT” – güvenlik sorunları ve riskler nelerdir?
“IoT” yani “nesnelerin İnterneti” kavramının oldukça faydalı olacağını belirttim fakat tabi ki risk taşıdığı alanlar da mevcut.
Mesela ilk konu; bu sistemlerin “güvenliği”. Zira “sıradan” diye tabir edebileceğimiz birçok cihazın bilgi işlem ve yazılım kapasitesi sınırlı durumdadır. Mesela, IoT ağındaki bir mutfak gerecinin mevcut koşullardaki yazılım ve donanım kapasitesi, aynı ağdaki bir akıllı telefonun ya da bilgisayarın sahip olduğu donanım ve yazılım kapasitesinden çok daha düşük olacaktır. Yani mutfak gereçleri, sensörler, elektrik prizleri ve kapı kontrolleri vb. gibi daha sıradan sayılan cihazların güvenlik duvarları ve güçlü şifreleme sistemleri kullanılarak IoT ağına bağlanılabilecek gelişmiş alt yapısı bulunmuyor. Bu sebeple de hem bu tarz cihazlarda hem de sistemin genelinde güvenlik açığı olması ihtimali kaçınılmaz görünüyor.
Diğer bir risk konusu ise sistemlerde yaşanabilecek bir hata veya IoT üzerindeki cihazlarının öngörülemeyecek şekilde hatalı etkileşimlere sebep olması ihtimalidir. Mesela, evin ısıtma sisteminin hatalı bir etkileşim ile hava sıcakken ısıtma moduna, soğukken ise soğutma moduna geçmesi gibi ya da bir işletmede IoT ağına bağlı makinelerin hatalı bir etkileşim sonucu üretimi aksatması ya da depolardaki elektronik kilit ve alarm sistemlerinin de benzer bir hatalı etkileşim sebebiyle açık durumda kalması / durması gibi riskler söz konusu olabilir.
İşte tüm bu risklere karşı üniversitelerdeki araştırmacılar, IoT sistemini güvenli olmayan – hatalı işlemlere sürükleyebilecek durumları tespit ederek, bunları önceden belirleyecek kontrol modelleri geliştirmekteler. “IoT” yani “nesnelerin İnterneti” teknik altyapısı gün geçtikçe geliştiriliyor ve ileride tüm bu risklerin en az seviyeye indirilmesi mümkün görünüyor.
Dolayısıyla tüm konuyu özetleyecek olursam, “IoT” yani “nesnelerin İnterneti” tam anlamıyla gerçekleşirse ve yaygınlaşırsa, hem tüketiciler için hayat çok daha kolaylaşacak, hem de üreticilerin çok daha uygun maliyetli ve verimli üretim yapabilmesi sağlanacak diye düşünüyorum.